"MIGRANT POINT"



"MIGRANT POINT"


Avrupa…

Senin birkaç dilini öğrendim,

daha iyi anlayalım diye birbirimizi,

ama sen denemedin bile

soyadımı doğru telaffuz etmeyi.


İlk buluşmamızda

kahkaha attım, halkımın genelde yaptığı gibi,

sonra acıyla inledim, çoğunlukla yaptığım gibi,

ama beni uyardın;

'gece saat 10'dan sonra her ses, gürültü sayılacaktır' diyerek.


Avrupa…

Şaşırttın beni, benim kendimi şaşırttığım gibi

senden daha solgun ve daha sarışın hale gelerek,

benim seçmediğim protestolarda çığlık atarken

memlektimdeymişim gibi hissederek.


Mavi gözlü, mavi kanlı, kırmızı pasaportlu adamlarının gecelerinde,

senin düşünü gördüm,

ama sabahların asla bana ait olmadı Avrupa.

Benimle seviştin, ama asla elimi tutmak için rica etmedin.


Avrupa…

Benden 'Binbir Gece Masallarını' bekledin,

ama ben bir tekini bile anımsayıp çekip çıkaramadım, çocukluğumun karanlığı içinden,

bombardımanlar ve savaş çığlıklarıyla dolu çocukluğumdan.


İçimdeki tüm çocuklar büyüdü…

İçimdeki bütün askerler yorgun…

İçimdeki tüm avareler tamamen  kayıp…

Dizlerine oturmaya geldim, benzersiz olabilmek ve biraz sakinleşmek için...


Avrupa…

Benim kalbim daha ağırdır

şu gördüğün 56 kilodan,

ve umursamayacaksan eğer kalbimi

bedenime de yum gözlerini.


Tatev Chakhian 


(Türkçeye çeviren: Serkan Engin)


*


MIGRANT POINT


Europe —

To understand each other better

I’ve learnt a couple of your languages,

but you haven’t even tried to pronounce my surname correctly.


On our first date

I guffawed — as my people used to do,

then howled of pain — as I used to,

but you warned

that here after 10 PM any sound is considered to be noise.


Europe —

You’ve surprised me as I did myself

by becoming much paler and blonder than you,

by feeling in my waters screaming at your protests

against those not chosen by me.


In the nights of your blue-eyed, blue-blooded, red-passport men

I’ve seen your dream,

but your mornings have never belonged to me, Europe.

You’ve made love with me but never asked for my hand.


Europe —

You’ve expected the tales of thousand and one nights,

but I couldn’t recall any from my childhood darkness

full of shelling and screams of war...


All the children inside me have grown up…

All the soldiers inside me are tired…

All the wanderers inside are wholly lost…

I’ve come to sit on your laps and to be nothinglike,

to calm down for a while…


Europe —

My heart is heavier than this 56 kilos you see,

but if you don’t care about my heart,

then also connive my body.


Tatev Chakhian

Comments