IT IS ACHING

IT IS ACHING

I want to talk about the unhappiness

About the vertical and horizontal unhappiness

The perfect unhappiness of the humankind

My love is aching

We have lived something full of secret

They have lived there too

By thinking that the skew of a mountain

was a joy

Of course, first and foremost the unhappiness

Like a town tavern

Which of laughter throws on the daylight

but doesn’t reflect from there to here

I mean, the syphilis which someone has picked up from a pale rose

The tuberculosis which has been taken by the other one from a woman

The short history of all office buildings

My love is aching

Someone says “Pity for my love”

There was no so much protected summer

Of a beautiful eyed kid

I don’t know what should be said

My love is aching

The ships again come and go

The mountains will get dark and light up

And that’s all

My attitude is finding many things and overflowing

The autumn has come, the gloom

The spring has come, the black gloom

Hey, the wisest person of the world

Sometimes in the middle of the summer by daylight

my love is aching

when I love whoever

and whoever loves me

You see, the September has pulled up stakes

The October will go as things stand

The massive horses which are buried into the history

Are only buried into the history, that’s all

TURGUT UYAR
(1927-1985)

(Translated from Turkish by Serkan Engin)

*

ACIYOR

Mutsuzluktan söz etmek istiyorum

Dikey ve yatay mutsuzluktan

Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun

Sevgim acıyor

Biz giz dolu bir şey yaşadık

Onlarda orada yaşadılar

Bir dağın çarpıklığını

bir sevinç sanarak

En başta mutsuzluk elbet

Kasaba meyhanesi gibi

Kahkahası gün ışığına vurup da

öteden beri yansımayan

Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi

Öbürünün bir kadından aldığı verem

Bütün işhanlarının tarihçesi

sevgim acıyor

Yazık sevgime diyor birisi

Güzel gözlü bir çocuğun bile

O kadar korunmuş bir yazı yoktu

Ne denmelidir bilemiyorum

sevgim acıyor

Gemiler gene gelip gidiyor

Dağlar kararıp aydınlanacaklar

Ve o kadar

Tavrım birçok şeyi bulup coşmaktır

Sonbahar geldi hüzün

İlkbahar geldi kara hüzün

Ey en akıllı kişisi dünyanın

Bazen yaz ortasında gündüzün

sevgim acıyor

Kimi sevsem

Kim beni sevse

Eylül toparlandı gitti işte

Ekim filanda gider bu gidişle

Tarihe gömülen koca koca atlar

Tarihe gömülür o kadar

TURGUT UYAR